AIDS hakkında bunları biliyor muydunuz?

AIDS, HIV adındaki mikrobun neden olduğu, kan yoluyla ve cinsel ilişki sırasında bulaşan bir hastalık. Bu virüs, vücuda girdiğinde hastalığa karşı direnç göstermemizi sağlayan bağışıklık sistemimizi yok ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün açıkladığı rakamlara göre; dünyada AIDS virüsü taşıyan 35 milyon kişi var, 2.1 milyonu geçen sene virüsü kaptı. Virüsün geçen yıl en çok yayıldığı yer, Afrika. Türkiye'de yüzde 72'si erkek olmak üzere 6 bin 802 AIDS hastası var.

Peki hâl böyleyken biz AIDS'e dair neler biliyoruz ya da bilmeliyiz? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve HIV Enfeksiyonu Derneği Başkanı Prof.Dr.Fehmi Tabak anlatıyor…

HIV ve AIDS nedir?

HIV, "İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü" anlamına gelir ve bir virüstür. Bir kişi bu virüsle enfekte olduğunda, o kişi"HIV pozitif" olur. HIV bulaştığı zaman virüs bağışıklık sisteminin organizatörü olan CD4 lenfositleri adı verilen beyaz kan hücrelerine yerleşir ve çoğalmaya başlar. Zamanla bu hücrelerin sayısı kanda azalır. Bu azalma kritik bir sayıya indiğinde enfeksiyonlara ve bazı kanser türlerine karşı bağışıklık sistemimizin koruma fonksiyonu zayıflar.

AIDS "Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu"anlamına gelir. Her iki terim aynı hastalığı tanımladığından kafa karıştırıcı olabilir. AIDS’i, HIV'in neden olduğu hastalığın ilerlemiş hali olarak da tanımlayabiliriz.

HIV enfeksiyonunun insandaki hastalık süreci nasıl?

HIV ile enfekte olan kişi bir süre sonra grip benzeri bir hastalık geçirebilir. Bu döneme "Primer HIV Enfeksiyonu" ya da "Akut Retroviral Sendrom"adı verilir.
Kısa süren bu dönem atlatıldıktan sonra (15-20 gün) sessiz döneme girilir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte yaklaşık 2-10 yıl süren bu dönemde, genellikle hastalıkla ilgili hiçbir bulgu ve belirti olmayabilir. Bu dönem içinde CD4 sayıları azalır ve vücuttaki virüs miktarı artar.

Son olarak, CD4 sayılarının kritik düzeylere gelmesi ile hastalarda fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserler ortaya çıkmaya başlar.

Kişide HIV enfeksiyonunu akla getirebilecek bulgu ve belirtiler neler?

Hastalık son döneme kadar hiçbir belirti ve bulgu vermeyeceği gibi hızlı kilo kaybı,kuru öksürük, tekrarlayan ateş veya gece terlemeleri, açıklanamayan yorgunluk, büyümüş koltuk altı, kasık veya boyun lenf bezleri, bir haftadan fazla süren ishal, ağızda, boğazda veya dil üzerinde beyaz lekeler, sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, deri, ağız, burun üzerinde veya göz kapaklarının içinde kırmızı, pembe veya morumsu veya lekeler, hafıza kaybı, depresyon ve diğer nörolojik bozukluklar gibi yakınmalar ortaya çıkabilir.

HIV tanısı nasıl koyulur?

HIV tanısı için herhangi bir laboratuvarda test yaptırmanız gerekmektedir. Virüse karşı gelişen antikorları gösteren anti-HIV testinin pozitif bulunması ile tanı koyulur. Basit, ucuz ve birçok laboratuvarda yapılan bir testdir. Bulaşma sonrası yaklaşık ilk 10 gün içinde (7-15 gün) pozitif hale gelmektedir. Tekrarında da pozitif bulunursa doğrulama testi yapılarak kesin tanı koyulur. 

Hastalık nasıl bulaşır?

Kan (adet kanı dahil) ve kan ürünleri, semen ve seminal sıvı, vajinal salgılar, anne sütü, aynı enjektörün paylaşılması (özellikle damar içi madde kullananlarda), dövme ve piercing, kaza ile enjektör iğnesinin ele batması (HIV pozitif kişinin), kan nakli, anneden bebeğe (doğum öncesi, doğum sırasında, doğum sonrası) ve organ nakli (organ verici HIV pozitif ise) sıklıkla karşılaşılan bulaşma yollarıdır.

Özellikle cinsel yolla bulaşmaktadır. Vajinal seks, kadınlarla veya erkeklerle yapılan anal seks ve oral seks ana bulaşma yollarıdır. Bu açıdan bakıldığında HIV bulaştırma riski büyük oranda prezervatif kullanarak azaldığı akıldan çıkarılmamalı.

Hangi yollar ile HIV bulaşmaz?

Bu soru gerçekten çok önemli. Yanlış bildiğimiz bazı gerçeklerin doğrusunu öğrendiğimizde gereksiz korkularımız da ortadan kalkar.

Tükürük, gözyaşı, ter, dışkı veya idrar, sarılma, öpüşme, masaj, el sıkışmak, böcek-sivrisinek ısırıkları, HIV pozitif olan biriyle aynı evde yaşamak
, HIV pozitif olan biriyle ile aynı duş veya tuvaleti paylaşmakla hastalık bulaşmaz.

 

HIV tedavi edilebilir bir hastalık mıdır, öldürücü müdür?

Önemli bilgi eksikliğimizin olduğu noktalardan biri de bu. Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki HIV/AIDS artık tedavi edilebilir bir hastalıktır. Yaklaşık 20 yıl önce başlayan 2-3 ilacın birlikte kullanıldığı tedaviler ile hastalık kontrol altına alınmaya başlandı  Bu gelişmelerin sonucunda artık hastalarımızı yan etkileri olmayan, günde 1 veya 2 tablet kullanarak tedavi etmekteyiz. Bu tedaviler ile hastalık kontrol edilebilir bir noktaya gelmiş olup yaşam süresi 25-30 yaşlarındaki hastalarda en az 25-30 yıla kadar çıktı. Bir şeker hastası veya bir kalp hastasının bir avuç ilaç aldığı günümüzde bu gelişmeler çok sevindirici.

Burada akıldan çıkarılmaması gereken nokta, HIV bulaşması için riskli davranışlarda bulunan kişilerin erken dönemde test yaptırarak hastalık fazla ilerlemeden tedaviye başlayabilmesi.

Hastaların yaşadığı zorluklar neler?

İlk tanı sırasında hastanın doğru bilgilendirilmesi ve bu hastalığın artık tedavi ile ölümcül olmaktan çıktığının hastaya aktarılması lazım. Çevreden, internetten ve değişik kaynaklardan hastanın edindiği gerekli-gereksiz birçok bilginin sabırla doğrultulması çok önemli.

Bunun dışında şu an için hayat boyu ilaç kullanma gereksinimi önemli bir sorun. Eski tedavilere oranla çok az olmasına karşın yine hasta bazında ufak tefek yan etkiler görülebiliyor.

Ayrıca hastalarımızın tanılarını başkaları ile paylaştıklarındaki damgalanma ve ayrımcılık halen tüm dünyada önemli bir sorun olarak devam ediyor.
  

Kaynak:http://www.posta.com.tr/saglik/GaleriHaber/AIDS-hakkinda-bunlari-biliyor-muydunuz-.htm?ArticleID=288780

Daha detaylı bilgi için Online Danışma hizmetinden yararlanabilirsiniz.